YAHUDİLİKTE TEMEL KAVRAMLAR / KUTSAL KİTAP {10}

Sara YANAROCAKBu haftaki gazete programımı geçen hafta saptamıştım bile! Ama Yehoram Gaon ve Hanuka Mucizesi kavşağında bir çarpışma oldu. Pazar akşamı Neve Şalom Sinagogu`nda verdiği konseri izlerken, sanatçının sesi ve şarkıları beni; geçmişime ve Yehoram Gaon`un yaşamış olduğu bir olayı sizlerle paylaşma noktasına geti

Kavram
9 Ocak 2008 Çarşamba

Yusuf BESALEL

Ayrıca daha önceleri bilinen metinlerle biraraya getirilemeyecek müstakil geleneklere bağlı metinler de, bu keşifte açığa çıkmıştır. Son tür kanıtlar da İkinci Tapınak dönemine ait yapıtlarda geçen ve Kutsal Kitap'tan alınmış olan birçok alıntıdır. Keza bu döneme ait Rabinik edebiyat da Kutsal Kitap'dan alınan yüzlerce alıntı içerir ve bunlar özgün metin değişkenleri içerirler. Rabinik kaynakçalar, ayrıca metnin nakledilmesine ilişkin yazıcılarla ilgili birkaç tanımlama da sağlamaktadır. Böyle bir kaynakça, metinde birkaç “tikune soferim" ("yazıcı düzeltmeleri") olduğunu belirtirken; diğeri de "magihe sefarim"den ("kitap musahihleri") bahseder. Ayrıca düzeltme yapmak için bir standart olarak kullanılan ve tapınağa ait resmi bir tomar da muhafaza olunabilmiştir.
Bu kaynakçalar, Masoretik metnin özellikle korunmasını sağlayan işlemlerin bazılarını açıklamaktadır. M.S. Birinci yüzyılın sonundan itibaren bu metin tek yetkilendirilmiş metin haline gelmişti; diğer bütün bu konuyla ilgili gelenekler ise bir kenara itilmiş, dışlanmış veya unutulmuşlardı. Bu zamana dek metin oldukça sabitleşmişti; o kadar ki mevcut kelimeler ve harflerin sayısı dahi sabitleşmişti. Bu durum; her kitaptaki ara kelimeleri ve toplam kelime sayısını saptayan "soferim"in ("sayıcılar") etkinliklerinden de anlaşılabilmektedir. Bu kişiler, böylece metnin daha sonraki kopyalanmasında hassas bir düzenek oluşturmuş oluyorlardı. Çoğulluktan homojenliğe doğru bu gelişme, muhakkak ki "tasnif ölçeği" fikrinden güdüm almaktaydı; bu fikir, ilahi sözün son halini hassas bir şekilde vurgulamayı amaçlıyordu. Tarihsel koşullar, başka bir deyimle M.S. Birinci ve İkinci Yüzyıllardaki ulusal anlamdaki acil durum, dinsel ve cemaat bazındaki dayanışma için gereksinmeyi doğurdu; metinde bir birlik arayışı da, bunu gerçekleştirmek için aranan yollardan birisiydi.
Kutsal Kitap'ın Bilimsel İncelemesi: Kutsal Kitap ile ilgili çağdaş bilimsel araştırmalarının mazisi eski çağların sonlarından Orta Çağlar'a dek uzanır. Bu dönemde Kutsal Kitap'ın araştırmacıları, Yahudi, Helenistik, Hıristiyan, Karay veya Müslüman olsunlar, kendilerini metindeki çelişkileri, tutarsızlıkları veya güçlükleri çözmeye yönlendirmişlerdir. Bunun belirgin bir örneği, Talmud'un bir bilgesi tarafından söylenmiş ve oldukça köktenci olan bir beyanatta yatar: "Tora, tomar ardı tomar şeklinde verilmiştir." (Gittin, 60a) Yahudi bilginler metindeki bu tür sorunları çözmek için bir sistem geliştirirken; Helenistik filozoflar veya Müslüman polemikler, Kutsal Kitap'ın aslı gibi olup olmadığı hakkında eleştiriler yöneltmeyi yeğlemişlerdir. Orta Çağ'ın filozoflarından Abraham İbn Ezra (1092- 1167), bu konuda oldukça belirgin bir simadır. Çünkü her ne kadar üstü kapalı ve imalı bir lisan kullanmışsa da, en azından bazı metinlerle ilgili olarak ve Tora'da müşahade ettiği bazı düzen dışı belirtiler nedeniyle, Moşe Rabenu'nun Tora'nın yazarı olduğu varsayımına gölge düştüğünün ip ucunu vermiştir. Kendisi, ayrıca İşaya Kitabı'nın ikinci yarısında ikinci bir peygamberin de varlığını teşhis etmiştir.

devam edecek....
Kaynakça: "Yahudilik  Ansiklopedisi", Cilt I, II, III Yusuf Besalel